İsrail'in Kudüs'te İşlediği İnsanlık Suçuna Yönelik Açıklamamız

Reyhanlı Ufuk Eğitim Derneği olarak terör devleti İsrail’in genelde Filistin’de özelde Kudüs’te Mescid-i Aksa’da Müslümanlara, mabetlere karşı hiçbir kutsala saygı göstermeden sergilemekte olduğu insanlık dışı alçak saldırıları protesto etmek ve bu vesileyle insan olmanın asgari şartını yerine getirmek için bu açıklamayı yapmayı elzem görüyoruz

İsrail, yani Siyonist rejim yalan üzerine kurulu bir terör organizasyonudur. İsrail’in bir devlet olmadığı Batı emperyalizmi tarafından kurdurulduğundan bugüne kadar yapmış olduğu katliamlar,tüm insanlığa karşı işlemiş olduğu savaş suçları ile sabittir.

Filistinliler sivil katliam yapıyor ve İsrail buna karşı kendini savunuyor algısı Siyonist propaganda servisinin ürettiği ve gerçeklikle hiçbir ilgisi olmayan büyük bir yalandır. İsrail’de sivil halk yoktur. İsrail toplumu yediden yetmişe silahlandırılmıştır ve Müslümanlara karşı sürekli saldırılar düzenleyen, katliamlar yapan İsrail ordusunun üniformasız uzantısıdır.

Siyonist terör devleti İsrail, her fırsatta sivil yerleşimciler diye lanse edilen bu teröristleri Müslümanlar üzerine saldırtmaktadır. Sözde İsrail devleti kendini savunma adı altında tüm Filistin’de sivil hedeflere saldırmakta, kadın, çocuk, yaşlı demeden katliamlara girişmekte, sivillerin yaşam alanlarını yok etmekte, mabetlere saldırmakta ve sivil halk denilen üniformasız teröristler de bu vahşeti şarkı söyleyerek dans ederek kutlamakta ve sevinç çığlıkları atmaktadır.

Dünya basını ve Batılı hükümetler bu alçakça saldırıları İsrail Filistin çatışmaları olarak lanse etmekte, Filistin’i kınayıp İsrail’i itidale çağırarak adeta Filistinlileri suçlu ilan etmektedir.

Süreç Filistin davasına ve Kudüs’e gerçek manada Türkiye’den başka hiçbir ülkenin sahip çıkmadığını da bize göstermiştir. Arap toplumunu asla temsil etmeyen Arap devletlerinin ve sözüm ona kendini İslam cumhuriyeti diye pazarlayan ve her fırsatta aklımızla alay edercesine İsrail’i haritadan sileriz türünden tehditler savuran malum devletin ihanete ve iş birliğine varan sessizliğini de ibretle izliyoruz.

İnanıyoruz ki Mekke, Medine, Bağdat, Şam, Halep, Tahran gerçek manada özgürleşmeden Filistin ve Kudüs de özgür olmayacaktır.

Sonuç olarak diyoruz ki Filistin, Kudüs, Mescid-i Aksa davası sadece Filistinlilerin değil tüm Müslümanların kızıl elmasıdır. Mescid-i Aksa’ ya uzanan eller bütün Müslümanların mahremine uzanmıştır. Maalesef mabedimizin göğsüne namahrem eller değmiştir.

Rahmetli Nuri Pakdil’in dediği gibi “Bir gün hepimiz ama hepimiz kökten, tabandan esaslı bir biçimde öfkelensek bu iş bitecek!”